haber
176
Başındaki kendisiyle bütünleşmiş kasketi çıkarıp sakallarını sıvazlarken
“Kadınlar beni daha iyi anlıyor. Onlar maliyeti yüz lira olmayan bir çan-
taya on bin lira verilebileceğini, sadece kendileri için dikilen bir elbiseye
bir servet dökülebileceğini biliyorlar. Çünkü kendilerini özel hissetmek
istediklerinin ve onlar için özel yapılan bir şeyin paha biçilemez olduğu-
nun farkındalar. Telefonun, ayakkabın, gözlüğün, araban ve diğer sahip
olduklarına bir bak! Hepsi güzel, ama standart ve doğal olarak sıradan
şeyler. Oysa benim elimden çıkan bir sehpaya bile sıradan diyemezsin…”
diyor Sedat Abayoğlu.
“Telefonun, ayakka-
b
ı
n, gözlü
ğ
ün, araban
ve di
ğ
er sahip olduk-
lar
ı
na bir bak! Hepsi
güzel, ama standart
ve do
ğ
al olarak
s
ı
radan
û
eyler. Oysa
benim elimden ç
ı
kan
bir sehpaya bile s
ı
ra-
dan diyemezsin…”




