haber
180
Yetmiş yaşına merdiven dayayan Faruk Malhan’a ait uzaktan gözlemlediğim bir anı zanaatkâr-
tasarımcı ve işine âşık kişi profilimize vurgu yapacaktır. Firmasının sponsoru olduğu dar kapsamlı
bir tasarım etkinliğinde yurtdışından gelen başarılı moda tasarımcıları ile birlikteydik. Bir ara o ünlü
ama genç tasarımcılardan birini yanına almış ve orada sergilenen kendi kanepesinin önüne getiren
Faruk Bey’in ne anlattığından çok nasıl anlattığına odaklanabilecek mesafedeydim. Türkçe bilmeyen
misafir tasarımcıya muhtemelen onun dili olan Fransızca eserini anlatırken sanatın evrensel bir dili
olduğunu o kadar iyi anlıyordum ki… Jest ve mimiklerinin yardımıyla sözlerini hiç duymadan neler
anlattığını anladım. Ama esas dikkate değer olan anlatımındaki coşku ve heyecandı. Zira panellere
verilen ara bitmiş, bizleri salona çağıran zil tekrar çalmış olmasına rağmen adeta üç yaşındaki kızı-
nın oyunlarını anlatan bir anne heyecanı ve gururuyla “evladından bahsetmeye” devam ediyordu.
“...Jest ve mimiklerinin
yard
ı
m
ı
yla sözlerini hiç
duymadan neler anlatt
ığı
n
ı
anlad
ı
m. Ama esas dikkate
de
ğ
er olan anlat
ı
m
ı
nda-
ki co
û
ku ve heyecand
ı
,
adeta üç ya
ûı
ndaki k
ı
z
ı
n
ı
n
oyunlar
ı
n
ı
anlatan bir anne
heyecan
ı
ve gururuyla “evla-
d
ı
ndan bahsetmeye” devam
ediyordu.”




