haber
186
Sekseni aşan yaşına rağmen heyecanından hiçbir
şey kaybetmeyen heykeltıraş ve mimar kimliğiy-
le de tanınan duayen mobilya tasarımcısı Yılmaz
Zenger’de kendisini dinleyenlere “Adnan, Raşit ya
da ben… Hangimizden esinlenirseniz esinlenin ilk
aklınızda tutacağınız şey malzemeyi tanımaktır.
Ağacın tozundan, boyanın kokusundan, kuma-
şın dokusundan anlamadan, onlarla çalışmadan
kendinizi tasarımcıyım diye ortaya atmayın” diyor ve
ekliyor “ama bununla yetinmeyin; kendinizi geliş-
tirmeyi, daha çoğu için çalışıp durmadan öğrenmeyi
pusulanız edin.”
An
ı
lar ve anekdotlardan yola ç
ı
karak yazd
ığı
m
ı
z yukar
ı
daki
sat
ı
rlara bir kez daha göz at
ı
nca meslek sevgisi hatta a
û
-
k
ı
ndan ne çok bahsetti
ğ
imizi fark ettim. Herhalde gerçek
bir zanaatkâr
ı
tan
ı
mlayan birincil unsurun bu oldu
ğ
unu söy-
lemek gerekiyor. Sanatkâr ruhlu insanlar olan bu insanlar
ı
n
hak ettikleri övgüyü görememelerinin buruklu
ğ
una ra
ğ
men
i
û
lerini bu a
û
kla sürdürmelerini izlemek benim için çok
büyük bir mutluluk. Onlara hepimizin ad
ı
na bir sözüm var.
“
ù
yi ki vars
ı
n
ı
z üstatlar, siz olmasan
ı
z hayat
ı
m
ı
z çok eksik
olurdu. Her
û
eye ra
ğ
men vazgeçmedi
ğ
iniz için size müte-
û
ekkiriz.”
“Adnan, Ra
û
it ya da ben… Hangimizden
esinlenirseniz esinlenin ilk akl
ı
n
ı
zda
tutaca
ğı
n
ı
z
û
ey malzemeyi tan
ı
makt
ı
r.
A
ğ
ac
ı
n tozundan, boyan
ı
n kokusundan,
kuma
ûı
n dokusundan anlamadan, on-
larla çal
ıû
madan kendinizi tasar
ı
mc
ı
y
ı
m
diye ortaya atmay
ı
n.”




