gezi
192
Anlat Bakalım
Gezilerimde, örneğin Floransa’da konukları-
mın sık sorduğu sorular arasındadır:
- ‘Özge Bey, hiç sıkılmıyor musunuz hep aynı
yerleri yüzlerce kez görüp, yüzlerce kez anlat-
maktan?’
Yanıtlarım.
- ‘Hiç! Siz gezmekten, dünyayı görmekten
sıkıldığınızda, bir öğretmen aynı dersi anlat-
maktan sıkıldığında, bir ses sanatçısı aynı şar-
kıyı söylemekten sıkıldığında, güneş doğmak-
tan, yıldızlar ve ay devinmekten sıkıldığında
ben de o gün sıkılacağım işte…’
Konuklarımı dünyanın bir köşesini ilk kez
görecekleri saniyeye hazırlamaktan, o dakika-
lardaki heyecanlarını yaşamaktan, yaşatmak-
tan, yıllar sonra kendileri ile karşılaştığımızda
yeniden ‘an’ı anmaktan’ sıkılmam. Bu duygu-
mu kaybettiğim anda sahne ışıklarını kapa-
tıp, ‘Stage Exit Left’ modeli sol merdivenden
perdemi kapatıp, inip gitmeliyim.
Gezilerimde, örneğin Floransa’ya giderken
konuklarımla yolda başka dünyalara da
uğramayı severim. Ah, bilseniz ne güzeldir
Venedik’ten yola çıkıp Emiglia Romagna’dan,
Po Ovası üzerinden Güney illere inanılmaz
bir tarih ve coğrafya eşliğinde inerken Toscana
öncesi Rönesans anlatmanın keyfi? Sadece
İtalya’da kalmayıp, konuyu İstanbul’a, Fetih’e,
daha öncesindeki Endülüs Emevileri’ne, erken
dönem İslam Rönesansına bağlamayı? Oradan
ani bir rüzgâr ile konuyu, kulakları ve akılları
Uzakdoğu’nun, Asya’nın çekik akıllı bilgelikle-
rine savurmayı…
Eski Köprü Ponte Vecchio
Gezilerimde, örneğin Floransa’da konukları-
mın sık sorduğu sorular arasındadır:
- ‘Özge Bey, bu köprü ne köprüsü? Bu taş ne-
dir? Köprüde pencere olur mu? Köprü neden
bu kadar eski?’




