190
Floransa Ponte Vecchio
Zaman Akıp
Dururken
gezi
Özge Ersu
Değerli Dostlarım,
Gezilerimde, örneğin Floransa’da konuklarımın sık sorduğu sorular arasındadır:
‘Özge Bey, İtalya’ya, örneğin Floransa’ya kaç kez geldiniz?’
Elbette çetele tutmuşluğum yok ama bin dokuz yüz seksenlerin başlarından düşünecek
olursak, günümüze dek onlarca yıl geçmiş. Elbette mesleğe başlar başlamaz İtalya’da
açmadık gözümüzü ama, bu zaman süresince senede en az altı yedi kez gitmiş olsam, ya-
par iki yüz… Haydi iki yüz olmasın, elli de benden kesin, yüz elli. Çok mu? Bence az bile.
191
Uyan, Gezgin!
gezi
Hiçbir zaman ‘Artık biliyorum’ diyeme-
dim meslek yaşamımda zaten. Dünyanın
neresinde yaşıyor ya da yaşatılıyorsam
aralıksız çalışır, anımsadıklarımı bir kez
daha gözden geçirir, onları dallandırıp bu-
daklandırır, ‘tersine mühendislik reverse
engineering’ modeli yeni öğrendiklerimi
kafamda bir yerlere koyarım. Bilirim, ora-
daki bilgiye uzanıp dokunacağım gelecek,
bir gün gelecektir.
Gezilerimde, örneğin Floransa’da konukla-
rımın sık sorduğu sorular arasındadır:
‘Özge Bey, nasıl zaman buluyorsunuz bu
kadar şeye?’
‘Neye?’
‘Şeye… Şeylere. Her şeye.’
Ben günü uzatırım. Sizler akrep ve yelkova-
nı yirmi dört saat üzerinde döndürürken,
benimki ‘elli iki saatlik’ sistemdir. Sizin
otuz, otuz bir günlük aylarınız bende kırk
dört gün sürer. Ben güneşin çevresinde üç
yüz altmış beş gün altı saat değil, yaklaşık
dört yüz dört gün dönerim. Ama dünya
saati ile uyum sağlaması için uykumdan
keserim. Geç yatar, erken kalkarım. Yaşa-
mımın geri kalanından mı yedim, yiyorum,
bilemedim hiç.
Örneğin Bir Floransa sabahında onlarca
yıldır olduğu gibi teklemeden 04:20’de kafa
saatim beni uyandırır:
‘Hşşt, Özge, hadi kalk! Bak sabaha karşı
02:00’den beri uyuyorsun zaten!’
‘Ne olur, biraz daha uyusam? Beş dakika
daha?’
‘Olmaz! Bak üç saat sonra güneş doğacak
zaten. Aslında daha önceden dürtecektim,
o kadar güzel uyuyordun ki, kıyamadım!’
‘Mmm, ne olur, iki dakika
on üç saniye daha!
Kalkılır. Kalkarım. Çalışılacak, çalışı-
rım. Keyifle… Aydınlanıverir ortalık.
Dünya doğan güneşe uyanırken, ben
günü yarılamışımdır.
Yetmez, bir otelde isem inerim aşağı.
Gözlerini oğuşturan gececiden bir yerel
gazete, La Nazione Quotidiano di Firen-
ze kapar, o gün o ülkede o şehirde neler
oluyor, göz atarım. Vali mi tutuklanmış,
köprü mü çökmüş, yeni bir müze mi
açılmış, bu tür güncel bilgileri gün için-
de kullanmak üzere belleğime alırım.
‘Kalk!‘




