el sanatları
187
Dekorasyon malzemeleri için-
de baktığınızda belki de ahşap
insana en yakın, en sıcak gelenidir.
Hele bir de usta eller onu oyma
teknikleriyle süsleyip bezemişse…
Bazen nargilenizi tüttürdüğünüz bir
medresenin penceresine gözünüz
takılı kalır ya da ulu bir caminin,
medresenin kapısına geldiğinizde
dona kalırsınız, böylesi bir güzelliği
ortaya çıkaran ustalık karşısında.
Ya da bir sokaktan geçerken
rengârenk ahşap oymalı kapıları
pencereleri olan evlere rastlarsınız,
içiniz ısınır, hayallere dalarsınız.
Mimari de işlenmesi en kolay
malzemelerden biri olduğundan
olsa gerek en incelikli işlemeler
kendine ahşap üzerinde yer bulur.
Geçmişten günümüze yüklediğimiz
anlamdan ötürü olsa gerek günlük
hayatımızın birçok alanında ahşap
eşyalar yer bulur. Ahşap oymacılığı
da bugün hala varlığını sürdüren
geleneksel el sanatlarından biri.
KAPILARIN RUHU VARDIR
İNSANLAR GİBİDİRLER
Ahşabın en etkili olduğu yılların
ruhunu en iyi yansıtan kapıların
hepsi kendine has kıymet taşır,
özeldir. Her birinin özel bir hikâyesi
vardır, insana benzerler aslında.
Kimi dinlendirir içinden geçince
ferahlatır, dua gibi rahatlatır, huzur
verir. Kimi mutlu eder hafifletir
açılınca bir bahar esintisi gibi gelir.
Kimi ise kasvetlidir huzursuz eder,
dipsiz bir kuyu gibidir. Yılları taşırlar
üzerlerinde hele bir de o muhte-
şem işçiliklerle bezeliyseler bakar
bakar okursunuz sayfa sayfa,
roman gibidirler.
EL EMEĞİ DAHA DEĞERLİ
OLMALI
Ahşaba ruh katan el emeği
oymalar Selçuklularda cami,
saray, medrese gibi yerlerin kapı
ve pencereleriyle binaların dış
yüzeylerinde yapıştırma şeklinde
kendini gösterdi. Özellikle mimari
eserlerin iç ve dış kısımlarında
bu sanata şahit olmak mümkün.
Cami ve türbeler; kapıları, mihrap-
ları, minberleri ve rahleleri ahşap
oymacılığın seçkin örneklerinden-
dir. Ayrıca kapı, pencere ve dolap
kapaklarında bu sanat yaygın bir
biçimde tercih edilmiştir. Evlerde
ise çekmece, aynalık, sandık gibi
eşyalarda da yine bu ince işçiliğin
örneklerine rastlanır. Selçuklular-
dan Osmanlılara geçen oymacılık
ve kabartma sanatı zamanla daha
da gelişti.
Günümüze baktığımızda ise ahşa-
ba şekil veren ustaların mahareti-
nin yanı sıra zaman içinde teknik
ilerlemeyle birlikte oyma makineleri
el işçiliğinin yerini almaya başla-
dı. En çok da kapı ve dolaplarda
hissedilen bu değişim el emeğinin
görmesi gereken değeri bize bir
kere daha hatırlattı. Çünkü maki-
neyle yapılan oymaların el işlemesi
oymalara göre yapay bir görüntüye
sahip olduğunu fark etmemek
mümkün değil. Oyma makineleri
ne yaparsa yapsın el işinin yerini
tutmuyor.
Her birinin özel bir
hikâyesi vardır, insana
benzerler aslında. Kimi
dinlendirir içinden ge-
çince ferahlatır, dua gibi
rahatlatır, huzur verir.




