el sanatları
186
İ
lk olarak avı pişirmek ve ısınmak için ihtiyaç duyulan ağaç zamanla gündelik kullanım
eşyasından mimariye geniş bir kullanım alanına sahip olmuştur. İnsanlığın kültür tarihi içe-
risinde, deyimlerden masallara zengin bir anlam dünyasına sahip olan ağaç, bir kullanım
malzemesi olarak Anadolu için de vazgeçilmezdir. Anadolu coğrafyasının hemen her zaman
diliminde ve mekânında kullanılan ahşap Anadolu Selçuklu mimarisi için de vazgeçilmez bir
malzemedir. Tarih boyunca ahşap malzemeyi hemen her yerde kullanan Türkler Anadolu’ya
geldiklerinde bu zanaatı beraberlerinde getirmişlerdir. Büyük Selçukluların da ahşaba büyük
önem verdikleri bilinmektedir. Ayrıca Karahanlılar döneminde Kaşgarlı Mahmut tarafından
yazılan Divân-ı Lügati’t-Türk’de zengin bir ahşap kapı terminolojisi olduğu bilinmektedir.
Doğal koşullardan kolay etkilenen ve çabuk deforme olabilen ahşap malzemenin yapısal
özelliği nedeniyle birçok ahşap üretim günümüze kadar gelememiştir. Özellikle mimari
eleman olarak kullanılan ahşap malzeme bu bozulmalardan daha fazla etkilenmiştir. Ahşap,
sütun, mihrap, kapı, pencere, sanduka gibi mimari elemanlarda sık tercih edilen bir malze-
me olmuştur. Zaman içinde teknik ilerlemeyle birlikte malzemenin ömrünü arttırmanın yolları
denenmiş ve kısmen başarılı sonuçlar elde edilmiştir.
Ahşap Oymalı Kapılar
Geçmişi Türklerin Orta Asya’da bulundukları döneme dayanan ve günümüzde hala etkin olarak ev, iş
yeri, cami, medrese alanlarında varlık gösteren geleneksel el sanatlarımızdan ahşap oymacılığının ruhunu
en iyi taşıyan kapılar halen bir sanat eseri gibi duruyor karşımızda. Selçuklu’dan Osmanlı’ya ve oradan da
günümüze uzanan ahşap kapılar gösterişli halleriyle korudukları mekanlara anlam ve şıklık katarken usta
ellerin meziyetlerini de en iyi şekilde sergiliyorlar.
Tarihin gizemini Aydınlatan




