252
gezi
belgrad
Belgrad Kalesi’ne çıktığımızda hava daha da soğu-
muş ve yağmur ile toprak kavga ederken, nehirler
de bu kavgaya taraf olmaya hazırlanıyordu. Sava ve
Tuna Nehri’nin birleştiği noktaya tepeden bakarken,
sisten hiçbir şey net olarak seçilmiyordu.
Kale’nin içinde bulunan St. Petka Şapeli, gezgin si-
telerinde görülmesi gereken en önemli yer olarak
belirtilmişti. Bu nedenle çok büyük beklentilerle bu
kiliseye gelmiştim ama küçük, mütevazı ve içinde
beklediğim mozaikler yerine tavan ve duvarlara ya-
pılmış dini figürlü resimleri görünce hayal kırıklığına
uğramıştım. Beğeni, beklenti ile eşdeğerdi demek
ki… Beklentim çok büyüktü…
Yorucu bir günün ardından otelimize gittiğimizde
televizyonu açtık. Sırplar, “Türkler yabancılık çek-
mesin” diyerek “Muhteşem Yüzyıl”dan, “Yabancı
Damat” dizisine kadar tüm dizilerimizi ithal etmişler,
her kanalda birini yayınlıyorlardı!
Vatanımdan yüzlerce kilometre ötede kulağımda
Türkçe sözcüklerle uykuya dalarken, ertesi günün
yoğun geçeceğini hücrelerimde hissediyordum.
GÖLGELERİN GÜCÜ ADINA!
Ertesi sabah erkenden kalkıp Dahiler Dahisi Nikola
Tesla Müzesi’nin yolunu tuttum. Belgrad’da toplu
taşıma ulaşımı öylesine gelişmişti ki, her yere kolay-
ca tramvay ya da otobüsle gidiliyordu. Toplu taşıma
araçları da, Türkiye’deki gibi hıncahınç dolu değildi.
Toplu taşıma araçlarının içerisinde birkaç tane bi-
Yorucu bir günün ardından otelimize gittiğimizde televizyonu
açtık. Sırplar, “Türkler yabancılık çekmesin” diyerek “Muhte-
şem Yüzyıl”dan, “Yabancı Damat” dizisine kadar tüm dizileri-
mizi ithal etmişler, her kanalda birini yayınlıyorlardı!




