gezi
belgrad
255
Giyim konusunda
Sırpların tam bir fela-
ket olduğunu söyleye-
bilirim. Modayı geri-
den takip etmeleri bir
yana, bluz 1980’lerin
vatkalı modeliyse,
tayt 2050’lerde or-
taya çıkacak olan
uzay modasını temsil
ediyordu.
kan aileler bu ülkede mutfak kültürünün
gelişmediğini gösteriyor.
Domuz etinin bu kadar çok tüketildiği bir ülke-
de daha önce bulunmamıştım. Tavuk şiş almak
isteseniz, üzerinin domuz pastırması kaplı olduğunu
görüyorsunuz. Kahvaltıda sunulan süt için bile, “Acaba
domuz sütü mü?” yorumlarını duyduğuma göre, yoğun do-
muz tüketimi sadece benim dikkatimi çekmemiş. Ama komik
olan ise, domuzu sağılırken hayal edememem!
Giyim konusunda da bu zamana kadar gittiğim ülkelerden en zevksiz
olanların açık arayla Sırplar olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Moda-
yı geriden takip etmeleri bir yana, bluz 1980’lerin vatkalı modeliyse, tayt
2050’lerde ortaya çıkacak olan uzay modasını temsil ediyordu. Bu ülkeden
Türkiye’ye gelip “moda ikonu” ilan edilen kişiyi düşündüm de, “İmkânsız diye bir
şey yok” lafına daha çok inandım.
Belgrad’da 2. el giysi satan mağazalar dolup taşarken, giysiler yıkamanın etkisiyle renk-
lerini kaybetmiş, sağa – sola sarkmaya başlamıştı. Kıyafet sorunu yaşayan kadınlar bu giy-
sileri kapış kapış alırken, benim hiçbir özelliği olmayan uzun siyah botumu nereden aldığımı




