Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  253 / 268 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 253 / 268 Next Page
Page Background

700’ü aşkın icadı bulunan muhteşem Bilim Ada-

mı Nikola Tesla’nın adını taşıyan Havaalanı’na

indiğimizde yağmurlu hava, bize “Hoş geldiniz” di-

yordu. Uçaktan havaalanına adımımı atar atmaz,

gözleri okyanusun mavisinden daha mavi olan bir

kadın memur yolumu kesti. Hemen pasaportumu

sorup, beni uzunca sorguya çekerken, daha önce-

den böyle bir şeyle karşılaşmadığımı düşündüm.

“Ne için buradasın? İş mi yoksa tatil mi?”

“Tatil…”

“Nerede kalacaksın burada? Turla mı geldin? Tur

rehberin nerede? Kaç gün kalacaksın? Ne iş ya-

pıyorsun?”

Uzunca sorgulamadan sonra içeri geçtiğimde kar-

şımda Nikola Tesla’nın duvar kaplaması kocaman

bir fotoğrafını buldum. Nikola’nın sırtı dik, genç-

lik fotoğrafının yanında “Bilimin ve Teknolojinin

Ülkesi Sırbistan” yazıyordu. Tüm bilim hayatını

ABD’deki icatlarıyla geçiren Nikola’nın ismi bile

anavatanının “Bilim ve Teknolojinin Ülkesi” olma-

sına yetiyordu demek ki!

AT İLE GÜREŞ!

Pasaport kontrolden geçtikten sonra, iliklerime

işleyen soğukla birlikte şehri turlamaya başlamış-

tım. Dünyanın en büyük Ortodoks Kilisesi St. Sava

neredeyse şehrin her noktasından görülüyordu.

Kubbesinin üzerindeki altın haç tüm şehri selam-

larken, içinin nasıl olduğunu çok merak ettim.

1989 yılında yapımı tamamlanan bu katedralin

içinin ise yıllar sonra bile yapımı bitmemişti. Ko-

lonlar naylonlara sarılmışken, arka bölümleri de

perde çekildiği için görülmüyor ve inşaat devam

ediyordu.

Yağmur, bereketin temsilcisiydi ama “Keşke

Sırbistan’a bereket getirmeseydim” demeden

edememiştim. Çoraplarıma kadar sırılsıklam ıs-

landığım başka bir an hatırlamıyordum.

Yugoslavya’nın dağılması ve iç savaşla, Sırpların

Hırvatları da yanlarına alarak Boşnakları katlet-

mesi üzerine, NATO’nun duruma el koyup nokta

atışı yaparak bombaladığı Sırpların Milli Savunma

Bakanlığı Binası günümüzde de varlığını koruyor-

du. Bosna Hersek’teyken tüm binaların kurşun

ve bombalarla kalbura döndüğünü görmüştüm.

Sırbistan’da ise savaşın tek izi, Milli Savunma

Bakanlığı’nın bombalanmış ve birbirine karışmış

katlarının olduğu binaydı.

Parlamento Binası önüne geldiğimizde merdiven

girişinde sağlı – sollu yer alan iki heykel dikkati-

mizi çekmişti. Heykellerden birinde güçlü bir at,

çıplak bir adamı arkasından itiyorken, diğer hey-

kelde aynı çıplak adam, at ile karşı karşıya gel-

miş güreşiyordu. Heykellerin anlamını öğrenince,

koltuğun değerinin her dinde, dilde, millette aynı

olduğunu anladım.

Çıplak adamı arkadan iten at, halkın parlamen-

toya temsilcisini sokmak için gücünü gösterirken,

aynı at beğenmediği temsilciyi de görev bitiminde

parlamentodan çıkarmak isterken boğuşmak zo-

runda kalıyor ve koltuğun ne kadar değerli oldu-

ğunu gösteriyordu.

gezi

belgrad

251

Başak Seren Muyan

Pasaport kontrolden

geçtikten sonra, ilik-

lerime işleyen soğukla

birlikte şehri turla-

maya başlamıştım.

Dünyanın en büyük

Ortodoks Kilisesi St.

Sava neredeyse şehrin

her noktasından görü-

lüyordu. Kubbesinin

üzerindeki altın haç

tüm şehri selamlarken,

içinin nasıl olduğunu

çok merak ettim.