254
gezi
belgrad
Tesla’nın kişisel eşyalarının sergilendiği alanda da gezdik-
ten sonra siyah dekorlara bürünmüş bir odadaki altın rengi
küreye gözlerim takıldı. Nikola Tesla öldükten sonra vasiyeti
üzerine yakılmıştı. O altın rengi kürenin içerisinde Nikola’nın
külleri bulunuyordu. Derin bir nefes alıp vererek, Nikola ile
konuştum:
“Dünya barışı ve insanların rahat bir yaşama ulaşması için
büyük bir iştahla hazırladığın icatlar için sana minnettarım.
İmkânsız diye bir şeyin olmadığını kanıtlayıp, bana bu yolda
ilham verdiğin için de ayrıca teşekkür ederim…”
Belgrad küçük bir şehir olduğu için her yere kolayca yü-
rüyerek ulaşılabiliyordu. Nikola Tesla Müzesi’nden sonra
Sırbistan Tarihi Müzesi’ne gittim. Sırbistan’ın Obrenovic
Hanedanı’nın eşyalarının sergilendiği bu müzede Prens
Michael Obrenovic’in revolverle öldürülürken giydiği elbise
üzerindeki kurumuş kanlarla girişe konumlandırılmıştı.
SULTAN MAHMUT’UN FERMANI!
Müzenin diğer bölümlerinde Eski Yugoslavya topluluklarının
eşyaları ile birlikte Sultan Mahmut’un Fermanı’nın kopyası
da sergileniyordu. Bu fermanda 1836’da Balkanlar’ın ilk
fabrikasının açıldığı ve askeri malzemelerin üretildiği yazı-
yordu.
Müze çıkışında acıkmıştım. Taksim Meydanı’nı andıran ama
daha tenha ve geniş olan Knez Mihailova’ya doğru yürü-
düm. Burada Sırbistan’ın mutfağından bahsetmem gereki-
yor. Daha önce bulunduğum Hırvatistan ve Bosna Hersek’e
oranla Sırp mutfağı en fakir olanı. Bosna Hersek’te çeşit-
li etler ve yemekler; Hırvatistan’da da deniz ürünleri ile
tıka basa doyulurken, Sırbistan’da pizza ve börekçilerin
dükkânları yoğun yer kaplamakta. Halkın elinde sürekli bö-
rek, pizza ve sandviç bulunurken, markete gidildiğinde de
çikolata, cips, gazlı içecekler, bisküvi ile dolu torbalarla çı-
Müzenin diğer bölüm-
lerinde Eski Yugos-
lavya topluluklarının
eşyaları ile birlikte
Sultan Mahmut’un
Fermanı’nın kopya-
sı da sergileniyordu.
Bu fermanda 1836’da
Balkanlar’ın ilk fab-
rikasının açıldığı ve
askeri malzemelerin
üretildiği yazıyordu.




