Table of Contents Table of Contents
Previous Page  304 / 388 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 304 / 388 Next Page
Page Background

haber

302

Hazırlayan: Barış Görgüç

Rüzgâra Karşı

Koşmak Zorundayız

Bundan tam on bir yıl önce benzer bir görevde bulunduğum Gemi İnşa Sanayicileri Birliği(GİSBİR) vesilesi ile bir tespit

yapmıştım. “Bugün şartlar fevkalade lehimize. Gerek uluslararası ortam, gerek bölgemiz gerekse ülkemiz büyüme bek-

lentisini destekleyen hatta zorlayan bir iklime sahip. Sadece yürümeye niyet ederek bile koşmayı başarabilecek kadar el-

verişli şartlar elimizin altında. O nedenledir ki derneğe bağlı tersanelerin sipariş defterleri tam yedi yıl sonrası(2013) için

bile dolu. Katıldıkları fuarlarda sadece boy gösterip, sosyal ilişkilerini tazeliyorlar. Fakat bu rüzgâr ilelebet arkamızdan

esmez. Bir gün kesilebilir. Hatta daha kötüsü karşımızdan esmeye başlarsa ne yapacağımızı şimdiden düşünmeliyiz.”

aalesef bu analizimin üze-

rinden çok geçmeden 2008

Dünya Ekonomik Krizi peyda

oldu. Genel anlamıyla ülkemizi

başka sektörlerde 2009 yılında

etkileyen depremin öncü şokları

ilk olarak denizcilik ve dolayısıyla gemi

inşa sektöründe kendini 2007’den itibaren

göstermişti. Uluslararası navlun endek-

sinin inanılmaz oranlarda düşmesinin

anlamı belliydi. Durgunluk başlamıştı.

Nitekim 2013 yılına kadar dolu olan sipariş

defterlerinden her gün birer ikişer iptal

gelmesiyle işler bir anda tersine döndü.

Oysa sektör özellikle Tuzla bölgesinde

yaşadığı büyüme ve gelişim ile beş altı

yılda istihdam, üretim, bakım-onarım gibi

farklı kalemlerde sekiz-on misli büyümüş-

tü. Kriz öncesi elli bin civarında doğrudan

istihdama ev sahipliği yapan Tuzla bir

anda adeta hayalet bölgeye dönmüş koca

koca tersanelerde on binden az çalışan

adeta sadece tekkeyi beklemek için çalışır

hale gelmişti. Üç milyar dolara dayanmış

ihracat rakamı da neredeyse dörtte birine

düşüvermişti. Bugün bile maalesef gemi

inşa sektörü o dönemde ulaştığı rakamla-

rın yanına bile yaklaşamıyor.

Bu uzun girişin anlamı bugün içinde bu-

lunduğum mobilya sektörünün de on beş

yıllık bir başarı hikâyesi ile önümüzde ol-

masına rağmen farklı sektörlerin yaşadığı

sorunlara bakarak kendisi için ne kadar

önlem alabildiği konusunun üzerinde ye-

terince durulmadığıdır. Mobilya sektörü

için doğru örneğin uluslararası ticaretin

en entegre ve planlı operasyonlarından

birinin yürütüldüğü ve büyük oranda

yabancı girdiye dayalı otomotiv olmadığı

kesindir. Otomotiv sektörünün rekor kır-

dığı yılların her zaman ülke ekonomisinin

gayet iyi yılları olmadığı unutulmamalı-

dır. Tekstil gibi bir

M

Barış Görgüç