el sanatları
330
İlk örneklerine Anadolu’da
Çatalhöyük’te rastlanan seramikler;
o dönem çanak ve çömlek olarak
karşımıza çıkıyor. Tarım ile tanışan
insanoğlu tahılların, sulu malzeme-
lerin, yiyeceklerin depolanması ve
suyun taşınması için ihtiyaç duyulan
kap kacakları seramikten üretmiş.
Anadolu coğrafyasında hayat bulan
seramik, pişmiş toprakla başlayan
serüvenini çini ve porselenle devam
ettirmiştir. Osmanlı döneminde de
varlığını sürdüren seramiğin bugün
Anadolu’daki merkezleri İznik, Ça-
nakkale ve Kütahya’dır.
Seramik, organik olmayan maddelerden meydana gelen bileşen-
lerin farklı yöntemlerle şekillenmesi ve fırınlanması ile oluşur.
Seramik objeler sırlı ya da sırsız olarak hazırlanır. Seramiğin
pütür pütür, işlenmemiş, ham halinin üzerine yapılan pürüzsüz
kaplamaya “sır” denir. İlk seramik ustaları yaptıkları testilerin,
çömleklerin, kap kacakların içine koydukları sıvıyı sızdırmaması
için erimiş kumla kaplamayı denemişler. Sır, kabın içerisindeki
maddenin dışarıya sızmasını önlediği gibi seramiği de dış etkiler-
den korur ve parlak görünmesini sağlar.
“Çok yüksek sıcaklıkta pişirilmiş toprak” anlamına gelen seramik,
adeta toprağın ateşle dansından ortaya çıkan nadide bir sanattır. Ana
maddesi kil olan seramik sanatı yaklaşık 8000 yıldır farklı formlarda
hayat bulmaktadır. İlk örneklerine Anadolu’da Çatalhöyük’te
rastlanan seramik sanatı uygarlık tarihi kadar eskidir. Eski
zamanlarda yiyecek ve su taşımak için üretilen seramik kap kacaklar,
bugün yerini usta sanatçıların ellerinde farklı şekillere bürünen sanat
eserlerine bırakmıştır.
TOPRAĞIN ATEŞLE DANSI:
Seramik Sanatı




