Table of Contents Table of Contents
Previous Page  328 / 372 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 328 / 372 Next Page
Page Background

kültür & sanat

326

Titrek

Sergide yer alan murassa takılar içinde yer alan baş süsleri Osmanlı kadınının en önem

verdiği takılardandır. Baş iğneleri başlık ya da başörtüsüne iliştirilerek, istenildiğinde de gö-

ğüs takısı (broş) olarak kullanılmaktaydı. Osmanlı’nın geç döneminde baş ve göğse takılan

“titrek” denilen hareketli iğneler kadınlar arasında sevilen takılardandı. Bu iğneler, arkala-

rında spiral bir yayla titrer ya da menteşeyle sallanır, ışığın taşlara yansımasıyla gösterişli bir

görünüm sağlanırdı. Osmanlı mücevherleri içerisinde takılarda çiçekler, buketler, ay yıldız

motifleri, tuğralar, fiyonklar, kuşlar da sık görülen motiflerden olmuştur.

Cep Saati

Sadberk Hanım Müzesi koleksiyonunda yer alan ve sergiye dahil edilen cep saatleri Osmanlı

döneminde koyun ve kuşak saati olarak kullanılmaktaydı. Bu saatler, Osmanlı pazarı için

üretilmiş olan Avrupa yapımı cep saatleridir. 14. yüzyıl başında Avrupa’da icat edilen mekanik

saatlere ilk kez Fatih Sultan Mehmet tarafından ilgi gösterilmiş ve bu dönemden itibaren de

mekanik saatler genellikle Avrupa’dan tedarik edilmiştir. İmparatorluğun geç döneminde,

mekanik saatlerin Avrupa’daki endüstrileşmeyle birlikte alınabilir fiyatlara imal edilebilmesi,

yalnız sarayın değil halkın da cep saatlerine büyük rağbet göstermesine neden olmuş ve çok

sayıda saat ithal edilmiştir. Hatta Osmanlı’nın geç döneminde, saatlere gösterilen ilgi o kadar

fazladır ki bazı saat firmaları İstanbul’da acenteler açmıştır. İngiliz saatlerinden olan George

Prior ve daha sonra oğlu Edward Prior’un imzaladığı saatler, 1869’a kadar Osmanlı pazarında

talep gören saatlerden olmuş ve baba oğul birlikte Osmanlı pazarına yetmiş sekiz binden fazla

cep saati göndermiştir. Sergide yer alan 19. yüzyılın başına ait Edward Prior marka cep saati,

anahtarla kurmalı, salyangoz tertibatlı ve balta eşapmanlı olup özellikle mekanizması ile dikkat

çekicidir. Saat zarfının süslemeleri ise Osmanlı pazarına uygun olarak kıyıda Türk bayrağının

dalgalandığı bir kale ile denizde yelkenlilerin betimlendiği mine işi bir manzara resmi görülür.

Şefkat Nişanı

Sultan II. Mahmud döneminden itibaren

yaygınlaşmaya başlayan nişanlar, Osmanlı

İmparatorluğu’nun son dönemine kadar

diğer padişahlar tarafından da ihdas edilmiş

ve üstün hizmet gösteren veya devlete yararı

dokunan kişilere, devlet ileri gelenlerine, ya-

bancı ülkelerin hükümdarlarına dağıtılmıştır.

Pek çok çeşidi ve dereceleri olan Osmanlı ni-

şanları hakkında nizamnameler hazırlanarak

belirli kurallara tabii tutulmuşlardır. Bunlar

içinde yer alan şeƨat nişanı ise Sultan II. Ab-

dülhamid tarafından H.1295/M.1878 yılında

savaş zamanlarında ve afet durumlarında hiz-

meti bulunan kadınlara verilmek üzere ihdas

edilmiştir. Sadece kadınlara verilmek üzere

hazırlanan bu nişan, beş kollu yıldız şeklinde

olup üzeri mine, yakut ve elmasla süslenirdi.

Bu nişan imparatorluğun sonuna kadar diğer

padişahlar tarafından da verilmiştir.

Enfiye Kutuları

Osmanlı, gerileme içinde olduğu geç dönemde verilen birtakım siyasi ve ekonomik imtiyaz-

lar neticesinde özellikle Avrupa için önemli bir pazar haline gelmiştir. Bu dönemde her alanda

olduğu gibi Osmanlı zevkine uygun olarak üretilen Avrupa yapımı kuyum işlerinin imparatorluk

içerisinde yaygın olarak kullanıldığı görülür. Enfiye kutuları, imparatorluğun geç döneminde

Avrupa’dan Osmanlı pazarına ithal edilen ve en çok rağbet gören kuyumculuk işlerinden olmuş-

tur. Cep saatleri gibi Osmanlı pazarı için özel olarak hazırlanmaktaydı. Buruna çekilen ve kuru-

tulmuş tütünden oluşan enfiye çekme alışkanlığı önce 17. yüzyılda İngiltere’de yaygınlaşmış, 18.

yüzyılda ise bütün dünyaya yayılmıştır. Enfiye kutuları, gerek Avrupa’da gerekse Osmanlı’da itibar

gören diplomatik hediyelerden olmuş, cep saatleri gibi değerli bir aksesuar olarak taşınmışlardır.

Hatta bazı enfiye kutularının mine süslemeleri, cep saatleri ile takım olarak yapılmıştır. Osmanlı

döneminde, padişah ve devlet adamları tarafından yerli yabancı birçok kişiye iltifat amaçlı hediye

olarak gönderilen enfiye kutularının özellikle altın olanlarının üzerlerinin renkli mine ve değerli

taşlar kullanılarak hediye edildiği kişilerin adları, tuğra, portre, çoğunlukla İstanbul görünümleri-

nin yer aldığı manzara ile natürmort resimlerinin yer aldığı görülür.