Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  141 / 260 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 141 / 260 Next Page
Page Background

kültür & sanat

139

‘Sorgenthal dönemi’, Osmanlı pazarı için

özel üretimin yapıldığı ve Osmanlı’ya ihra-

catın başladığı dönemdir. 1721-22’de kurulan

Doğu Ticaret Şirketi, Osmanlı ile aralarındaki

ticaretin daha düzenli olmasını sağlamış ve

18.yüzyılın ikinci yarısında Viyana porselenleri,

Osmanlı pazarında önemli bir konuma gelmiş-

tir. Ürünleri arasında Osmanlı kültürünün zevk

ve beğenisine uygun olarak tasarlanmış zarif ve

fonksiyonel objelerde, genellikle çiçek motifle-

riyle bezenmiş, kahve ve çay fincanları, servis

takımları, leğen-ibrik takımları, şerbetlikler,

buhurdan ve gülabdanlar, kapaklı sahanlar, oval

tepsiler ve vazolar yer almaktadır.

18. yüzyılda Avrupa’da resim, müzik, edebiyat

alanlarında ortaya çıkmış olan “Turquerie”

“Türkenmode” (Türk Modası) modasına Fransa

ve Almanya başta olmak üzere birçok Avru-

pa ülkesi uymuş ve bu dönemde çok sayıda

Osmanlı’yı betimleyen figüratif porselenler

üretilmiştir. Başta Meissen porselen sanatçısı

Peter Reinicke olmak üzere pekçok sanatçı, Os-

manlı kıyafetli biblo serileri oluşturmuşlardır.

Bu porselen figürlerde, kadınların haremdeki

yaşantısını yansıtan görünümler ele alınan en

önemli temadır.

Şefik Yıldız Sarayı Şale Kasr-ı Hümayunu Yemek

Salonu 19. yüzyıl sonu Tuval/Yağlıboya

72.5x92cm.(Özel Koleksiyon)

19.yüzyıl Osmanlı saraylarındaki sofra düze-

ninde, batı sofralarındaki ziyafet sofraları ile

oldukça fazla benzerlikler görülür. Bu dönemde

batıda kullanılan yemek takımlarına ek olarak,

porselen şamdanlar, sosluklar, dondurmalıklar

gibi çeşitli ek servis parçaları da sofra düzenine

katılmışlardır. O devri yansıtan fotoğraflardan

ve koleksiyonlarda yer alan çiçeklik formların-

dan anladığımız üzere, sofraların süslenmesine

çok önem verilmiş ve sofralarda farklı form-

larda, art nouveau ve rokoko bezemeler içeren

vazolar ve çiçeklikler dahi kullanılmıştır.

Sultan II. Mahmud döneminde, sofra adabı ve

hizmetlerde batılı etkilerin görülmeye baş-

landığı ve Sultan II. Mahmud’un, düğünlerde

ve yabancı konuklar için verilen yemeklerde,

batılı tarzda sofralar kurduttuğu bilinmektedir.

Avrupa’dan getirtilmiş, Sultan II. Mahmud tuğ-

rası taşıyan sofra takımları bu durumu destekle-

yen koleksiyonlardır.

Osmanlı son dönem saraylarında görülen masa-

lar ve sayıları on binleri bulan yemek takımları,

ziyafetlerde ve özel günlerde masalarda yemek

yendiğini gösterirken, koleksiyonlarda bulunan

siniler günlük hayatta gelenekselden vazgeçil-

mediğinin adeta göstergeleri gibidirler.

Sultan Abdülmecid ve Sultan Abdülaziz’in Dol-

mabahçe Sarayı’nda ve Sultan II. Abdülhamid’in

Yıldız Sarayı’nda yabancı konuklara verdikleri

ziyafetlerin de batılı özellikler taşıdığı bilin-

mektedir. Bu dönemlerde verilen ziyafetlerde,

Avrupa’dan getirilmiş farklı formlarda porselen

objeler dikkat çekmektedir.

Kahve Takımı. 19.yüzyılda

Sultan Abdülmecid’in kızı ‘Refia Sultan’ için,

D.S.M.P.K.

Ayrıca, bu dönemde Avrupa’dan özel sipariş

sofra takımları ve dekoratif eserler getirt-

mek dönemin modası haline gelmiş, sultan-

lar ve saray hanımları ‘Paris modasının’ da

etkisi ile lüks tüketim mallarını, Galata ve

Beyoğlu’na yerleşmiş yerli ve yabancı tüccar-

lardan satın alarak saraya getirmişlerdir. Saray

koleksiyonunda, ‘H. Decugis’ adlı Fransız

mağazasından alınan, çoğunluğunu Fransız

porselenlerinin oluşturduğu pek çok porselen

bulunmaktadır. Örneğinİ Dolmabahçe Sarayı

koleksiyonunda bulunan, içi mor kadife kaplı,

iki bölmeli mahfazanın üzerinde ‘Refia Sul-

tan’ yazılı olan kahve takımı, Beyoğlu’ndaki

tüccarlardan alınmış, çok önemli bir koleksi-

yon parçasıdır.

Haremde Kahve İçen Kadınlar.

Jean-Baptiste Vanmour, 18.yüzyıl,

Pera Müzesi Koleksiyonu.

Osmanlı saraylarında porselene olan bu

yoğun ilgi, sarayların yanında saray erkânı ve

yakınlarının yaşadığı zengin konaklarda da

görülmekteydi.

Eser-i İstanbul Damgası

Bu yoğun talebi karşılamak üzere, 19. yüzyıldan

itibaren Osmanlı’da da kendi porselen üretimini

karşılamak amacı ile Beykoz’ Galata, Beykoz, Eyüp

ve Balat gibi semtlerindeki küçük çini ve çömlek

atölyelerinde ilk çalışmalar başlamıştır. Bu atöl-

yelerde üretilen ilk Osmanlı üretimi porselenler,

günlük kullanımdan çok hediye ve süs amaçlı

yapıldığından sofralarda çok fazla yer almamışlar-

dır. Eser-i İstanbul adlı bu ilk Osmanlı porselenleri

oldukça sınırlı sayıda üretilmişlerdir.