Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  251 / 260 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 251 / 260 Next Page
Page Background

kitap

Bir roman düşünün ki asıl anlattığı tek bir satırında dahi geçme-

yen duygular, umutlar, hayal kırıklıkları, özlemler olsun. Kazuo

Ishiguro’nun benzersiz tarzını en iyi ortaya koyduğu eserlerinden biri

olan “Günden Kalanlar” böyle bir roman...

İngiliz malikânelerinin ihtişamını yitirdiği dönemin son büyük baş uşak-

larından biridir Stevens. Amerikalı yeni işvereninin arzuladığı düzeni

kurmak için birlikte çalıştığı eski kâhyayı ziyaret etmeye karar verir ve

İngiliz taşrasında bir yolculuğa çıkar. Yol boyunca karşılaştığı manzara-

ların ve insanların yarattığı izlenimler anılarıyla ve mesleğinin gerekle-

rine dair düşünceleriyle birleşerek özenle bastırdığı duygularını ortaya

sererken, hayatını idealleri uğruna harcayan Stevens basmakalıp fikirleri

ve saplantılarıyla okurun kalbini fetheden eşsiz bir kahramana dönüşür.

Dokunaklı bir dramın özündeki komiği okura yaşatmayı başaran “Gün-

den Kalanlar”, edebiyat tarihinin köşe taşlarından biri.

Pierre Loti’nin Türklere karşı ilgisi 1876’dan sonra başladığı veya daha

yoğun hâle geldiği tahmin edilebilir. Zira o tarihte Selanik Limanı’nda-

ki Fransız gemisinde bulunan Loti, iki buçuk ay gibi uzun sayılabile-

cek bir süre bu şehirde kaldı. Selanik o tarihte Hristiyan, Yahudi ve

Müslüman unsurların hâlâ barış içinde iç içe yaşadığı bir şehirdi. Bu-

rada yaptığı gezintilerle Osmanlı toplumsal yapısını, birçok unsuruyla

kıyaslayarak anlamaya çalıştığı açıktır. Aynı yıl Eylül ayında İstanbul’a

geldi ve burada on altı ay kaldı. Bu süreçte gezip gördüğü yerler ilgisini

çekti ve Türk toplumsal yapısının etkisinde kalarak 1879’da Aziyade

adlı romanını yayımladı. Avrupa’da Türkiye’ye karşı gelişen düşman-

ca tutumlar, propagandanın da tesiriyle derinleştiği bir süreçte Loti,

Türkiye’nin durumunu ortaya koymakta ve Batılıların çifte standardını

dile getirmekteydi.

2014 yılı Aralık ayının son günleri… Yedi yıldızlı Kons-

tantiniyye Oteli’nin açılış günü ve erken bir yılbaşı

kutlaması… İstanbul’un seçkin, kalburüstü simaları,

Sultanahmet’teki eski Bizans sarayının kalıntıları üze-

rine yapılan otelde bir araya geliyor. Aralarında kimler

yok ki? Politikacılar, belediye başkanları, Amerikan

büyükelçisi, Fener Rum patriği, ünlü gazeteciler, gazete

patronları, televizyon yıldızları, eski ve yeni zenginler,

büyük iş adamları… İstanbul’un yüzlerce yıldır yeraltında

yatan ölüleri de davete çağrılmadıkları halde arzı endam

etmekte sakınca görmeyip bu cümbüşe dahil oluyorlar.

Ve elbette, bir otelin olmazsa olmaz çalışanları, garsonla-

rı, komileri, güvenlik görevlileri… Velhasıl Konstantiniy-

ye Oteli, aslında binlerce yıllık koskoca bir şehir olarak

çıkıyor karşımıza. Değişen, dönüşen, ama barındırdığı

şiddet nedense aynı kalan bir şehir…

Amerika’nın

küçük bir

kasabasında

doğan Rose,

New York’ta

bir gazetede iş

bulup düşlerini

kovalamaya

başlar. Bu

arada ailesinin

kendisinden

gizli tutmaya

çalıştığı bir

gerçeği, yarı

Yahudi asıllı

olduğunu öğrenir. Rose, görevi dolayısıyla bir

süre Paris’te, sonra Berlin’de yaşar. Colette ve

Janet Flanner gibi dönemin ünlü aydınlarıyla

dostluk kurar; bu arada gönlünü bir direnişçi

sanatçıya kaptırır. Üçüncü Reich gücünü ve

baskısını artırdıkça olaylar akıllara durgun-

luk verici bir hızla gelişir. Kendini kıskıvrak

yakalandığı bir terör dehşeti içinde bulan

Rose, aynı zamanda yüreğini parçalayan bir

seçim yapmak zorundadır.

Birinci Dünya

Savaşı’nın

son ayların-

da iki genç,

Fransa’nın ıssız

kırsalında bi-

siklet sürerken

tanışırlar, ilk

görüşte aşktır

bu. Beraber-

likleri kısa

sürer ve Alman

uçaklarının

bombardımanı

sırasında yolda

patlayan bir bomba ikisini ayırır. Birbirlerini

arayıp bulamayınca öldüklerine inanırlar.

Paris Emniyeti’nde çalışan Léon ile başına

buyruk, özgür ruhlu Louise’in yıllar sonra

Paris metrosunda tesadüfen karşılaşmaları

aşklarında ve yaşamlarında yeni bir dönemeç

sunacaktır onlara.

249

KAZUO ISHIGURO

NAZMİ EROĞLU

ZÜLFÜ LİVANELİ

MICHELE ZACKHEIM

ALEX CAPUS

Günden Kalanlar

Pıerre Loti’nin Mektupları

Konstantiniyye Oteli

Paris’e Son Tren

Bir Gün

Buluşmak Üzere