ise aynı hizadadır. Kulaksız olan merkup yemeninin
burnu yuvarlak ve düzdür.
• Burnu sivri modelinde yüzün sahtiyan kısmı da
kıvrıktır. Ağırlıklı olarak köylerde kullanılmıştır. Köy-
lerde kullanım alanı bulmuştur.
• Daha çok şehirlilerce giyilen kulağı uzun modeli,
siyah, mor ve parlak kırmızı renginde üretilir. Kulağı
uzun modelinin yüzü, halebi de olduğu gibi girintili
değildir. Burnu sivri gibi ayağı tam örtmez ve mer-
kup gibi ayak yüzünü açık bırakacak şekildedir.
• Eğri Simli modelinin yüzü merkupta olduğu gibi
kısa, burnu ise kıvrıktır. Gül şeftali renginde üretilen
bu model gümüş telle işlemelidir. Köylerde, özellik-
le kadınlar ve gelinlerce giyilmiştir.
• Yemeninin köylerde çiftçilerin, dağlarda çoban ve
bekçilerin giydiği “Postal” adı verilen modelleri var-
dır. Ayrıca “Edik” denilen, sarı renkte üretilen kısa
çizme ise köylerde gelinler tarafından giyilmiştir.
GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE
KULLANIM ALANLARI
Geçmişte Gaziantep, Adıyaman ve Kilis’te çocuk,
kadın, ihtiyar tüm halk tarafından giyilen yemeni
modern ayakkabı çeşitlerinin yaygınlaşmasının
sonrasında ağırlıklı olarak meraklıları ve yöresel
kostüm giyenler tarafından kullanılmaktadır.
Yemeni tamamen doğal malzemelerden yapılması
nedeniyle nasır, ayak kokusu ve diğer hastalıklara
neden olmaz. Teri dışarı atarak ayakların nefes
almasını sağlar. Bu özelliğinden dolayı özellikle
doğal ayakkabı giymek isteyenler tarafından, ayrıca
yöresel halk oyunu ekipleri tarafından giyilmektedir.
ÖYKÜ VE HİKÂYELERİ
Özellikle genç kuşakların tanımadığı yemeninin tüm
dünyanın ayakta alkışladığı, hasılat rekorları kıran
filmlerde, büyük hayran kitlelerine sahip sinema
sanatçılarının ayağında görmek ilginçtir. Yüzüklerin
Efendisi, Troya gibi sinema filmlerinde kullanılmak
üzere bol miktarda üretilerek yurt dışına gönderi-
len yemeniler, ürüne olan ilginin de artmasını
sağlamıştır.
Yemeninin dikilmesinin ardından muşta
ile tabanının çizilmesi işlemi “Hayim
çalmak” şeklinde nitelendirilir. Bu
işlem, dikiş ipliklerinin mumlan-
ması ile birlikte çırakların ilk
yaptıkları işlemlerdendir.
Çırak olarak verildiği yeme-
ni atölyesinde ilk olarak
hayim çalmaya ve iplik
mumlamaya başla-
yan çocuklar, daha
sonra kenar dikişi
yapmaya, yeterli
ustalığa erişmesi-
nin ardından yeme-
niyi tersten dikmeye
başlarlar.
321
el sanatları
yemenicilik
KAYNAKLAR:
Orhan ÇAKIROĞLU / Köşger
Ahmet ÖZUSLU / Köşger
“Gaziantep Geleneksel El Sanatları” - Gaziantep İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü. 2009.
“Gaziantep El ve Ev Sanatları Kitabı” - Gaziantep İl Turizm Müdürlüğü, 1997.
Gaziantep Üniversitesi El Sanatlarını Koruma ve Geliştirme Merkezi.
Cemil Cahit GÜZELBEY / “Gaziantep Kültür Dergisi” – 1963.




