Table of Contents Table of Contents
Previous Page  142 / 196 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 142 / 196 Next Page
Page Background

haber

lkemizin genel bir sorunu olan envanter yoklu-

ğuna rağmen basitçe bir ifadeyle on binlerce üre-

tim(36.000) ve satış noktası(30.000) ile yüzbinlerce

doğrudan istihdamı(250.000) sayesinde önemli bir

sosyal denge unsuru

olan mobilya sektörüne biraz yakından

bakalım. İlk olarak sektörün kabul ettiği

rakamlarla 2023 yılı hedeflerinin şu anda

yakalanmasının oldukça zor göründüğünü

söylemek gerekiyor. Zira ihracatımızı dört

misline çıkarıp 10 milyar USD barajını aşıp

dünyada ilk beş ülke arasına girmek için

yeterli vaktimiz olmayabilir. Keza üretim

miktarımızı 25 milyar USD gibi bugünün

yaklaşık üç katına yükseltmekte göz açıp

kapayıncaya kadar gerçekleşmez.

Peki, mobilyacılar neye güvenerek diğer sektörlerin çok üzerinde artış

oranları öngörerek 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda ifade edilenden dahi

çok daha yüksek bu rakamları ortaya attılar. Sadece başlıklarla özetler-

sek aslında pek çok sektöre de uyarlanabilecek şu genel geçer yorumlar

ile tatmin olamayız. Ülkemizin genç nüfu-

su, dinamik ekonomisi, zanaatkâr kültürü,

yenilikleri takip ve uyarlama becerisi, insa-

nının girişimci yapısı v.b. yeterli bir cevap

oluşturmuyor. Peki, dünyanın en geniş,

mobilya üretimine uygun ormanlarımız ya

da dünyanın en hızlı ve teknolojik makine

parkuru sayesinde mi veya ülkemizin bu

alanda marka değerinin en yukarıda oldu-

ğu düşündüğümüz için mi bu iddiayı orta-

ya taşıyoruz? Elbette hayır. Maalesef orman

kaynağımız bu beklentiyi destekleyecek

140

Barış Görgüç

İhracatımızı artırmak için yanıp

tutuştuğumuz bir dönemde biri

çıkıp “…sektörümüz son 15 yılda

ihracatını 12 misline çıkardı ama

mutlu değiliz…” derse biraz

garipseriz herhalde. Oysa 2002

yılında 213 milyon USD ihracat

yapan ve 2016’da bu rakamı 2,5

milyar USD noktasına taşıyan

mobilyacılar bu sözü söylüyor.

Üstelikte küresel ölçekteki 2008

krizinin etkileri geçmeden gelen

ve hala durgunluk boyutuyla

bizi de çok etkileyen dünyadaki

ekonomik durumu fırsat bilip

bahanelere sarılmadan öz eleştiri

de yapıyorlar.

Rakamlar Bizi Aldatmasın!

Daha Çok Çalışmalıyız

Ü