haber
lkemizin genel bir sorunu olan envanter yoklu-
ğuna rağmen basitçe bir ifadeyle on binlerce üre-
tim(36.000) ve satış noktası(30.000) ile yüzbinlerce
doğrudan istihdamı(250.000) sayesinde önemli bir
sosyal denge unsuru
olan mobilya sektörüne biraz yakından
bakalım. İlk olarak sektörün kabul ettiği
rakamlarla 2023 yılı hedeflerinin şu anda
yakalanmasının oldukça zor göründüğünü
söylemek gerekiyor. Zira ihracatımızı dört
misline çıkarıp 10 milyar USD barajını aşıp
dünyada ilk beş ülke arasına girmek için
yeterli vaktimiz olmayabilir. Keza üretim
miktarımızı 25 milyar USD gibi bugünün
yaklaşık üç katına yükseltmekte göz açıp
kapayıncaya kadar gerçekleşmez.
Peki, mobilyacılar neye güvenerek diğer sektörlerin çok üzerinde artış
oranları öngörerek 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda ifade edilenden dahi
çok daha yüksek bu rakamları ortaya attılar. Sadece başlıklarla özetler-
sek aslında pek çok sektöre de uyarlanabilecek şu genel geçer yorumlar
ile tatmin olamayız. Ülkemizin genç nüfu-
su, dinamik ekonomisi, zanaatkâr kültürü,
yenilikleri takip ve uyarlama becerisi, insa-
nının girişimci yapısı v.b. yeterli bir cevap
oluşturmuyor. Peki, dünyanın en geniş,
mobilya üretimine uygun ormanlarımız ya
da dünyanın en hızlı ve teknolojik makine
parkuru sayesinde mi veya ülkemizin bu
alanda marka değerinin en yukarıda oldu-
ğu düşündüğümüz için mi bu iddiayı orta-
ya taşıyoruz? Elbette hayır. Maalesef orman
kaynağımız bu beklentiyi destekleyecek
140
Barış Görgüç
İhracatımızı artırmak için yanıp
tutuştuğumuz bir dönemde biri
çıkıp “…sektörümüz son 15 yılda
ihracatını 12 misline çıkardı ama
mutlu değiliz…” derse biraz
garipseriz herhalde. Oysa 2002
yılında 213 milyon USD ihracat
yapan ve 2016’da bu rakamı 2,5
milyar USD noktasına taşıyan
mobilyacılar bu sözü söylüyor.
Üstelikte küresel ölçekteki 2008
krizinin etkileri geçmeden gelen
ve hala durgunluk boyutuyla
bizi de çok etkileyen dünyadaki
ekonomik durumu fırsat bilip
bahanelere sarılmadan öz eleştiri
de yapıyorlar.
Rakamlar Bizi Aldatmasın!
Daha Çok Çalışmalıyız
Ü




