haber
262
Orlando Bey, koleksiyonerli
ğ
e nas
ı
l ba
û
la-
d
ı
n
ı
z. Bu devasa koleksiyonunun birikim
geçmi
û
i ne zamana dayan
ı
yor?
Osmanlı tarihi ve dönemin antikaları
babamın merak alanıydı. Sevgili babamdan
öğrendiklerimle ben de bu döneme ilgi
duymaya başlamıştım. 16 yaşımda kısıtlı
harçlığımla koleksiyonunu yapabileceğim
tek şey kartpostallardı. Topladıkça bilgim
de arttı. Filatelistlerin dükkanlarında ağır-
lıklı olarak kartpostallar dururdu. Onlar
için kartpostalların üzerindeki damga ve
pul önemliydi. Çoğu zaman da o pulları
çıkarmaya çalışırlardı. Bunu yaparken
kartpostallar tahrip olurdu. Koleksiyoner-
lik, paranızın neye yettiğiyle çok bağlantılı
bir olay. O dönemde kartpostalla kimse
ilgilenmezdi. Filatelistler yüzlerce kartpos-
talı yığarlardı, pullarını inceledikten sonra
çoğunu çöpe atarlardı. Koleksiyonumun
ilk parçalarını bu çöplerden oluşturdum.
Daha sonra da kısıtlı imkanlarımla efemera
müzayedelerinden toplamaya başladım.
Koleksiyonuz belli evrelerden geçmi
û
ve
zamanla çok yönlü bir hale gelmi
û
. Peki,
kartpostaldan sonra koleksiyonun efemera-
ya dönü
û
mesi nas
ı
l oldu?
Kartpostallar ile başlayan koleksiyonum
zamanla dev bir Osmanlı Efemera dünya-
sına dönüştü. ‘Orlando hep azınlık toplar’
diye bilindiği için Osmanlı Dönemi’ne ait
her şey bana gelmeye başladı. Faturalar,
kartvizitler, mektuplar, zarflar kartpostal-
larla birlikte geliyor. Bu da bana büyük bir




