gezi
214
Gelelim yeme-içme tavsiyelerime… Bangkok bu
konuda inanılmaz. Çok çeşitli, herkese ve her
zevke hitap eden bir yer bulmak mümkün.
“Street Food” dediğimiz sokak yemeği oldukça
popüler. Ancak Türkiye’den gelince insan biraz
çekiniyor. Soi 14’de gittiğim bir Thai lokantası
var. Eğer yerli halkın da yediği otantik bir yer is-
terseniz tek tavsiyem olabilir. İngilizce menüsü
de var.
Eğer bir iki akşam şık bir yerlerde Thai yemeği
yemek istiyorsanız Issaya Siamese Club ve Face
adlı mekanları tercih edebilirsiniz. Yemekleri
kadar ambiyansı da bir o kadar muhteşem ve
etkileyici.
Bir de ödüllü Nahm var. Japon isterseniz
Zuma’yı söylememe bile gerek yok. Ülkemizde
de oldukça sevilen Zuma misafirlerini nezih at-
mosferde ağırlıyor. Suşi için ise kesinlikle Ginza
Sushi Ichi’yi tercih etmelisiniz . Bir de Isao var;
ancak burası çok salaş ve daracık bir restoran.
Ama önünde hep kuyruk olduğu için yurt dışın-
dan gelenlerin de ilk listesinde.
Bunların dışında bu yıl Asya’nın en iyi 50’si-
nin bir numarası olan Gaggan var. Gaggan da
gittiğinize değecek mekanlardan biri. Bu yıl yeni
açılan ve yine çok tercih edilen mekanlardan
biri de l’Atelier de Joel Robuchon.
Bangkok keşfetmeye doyamayacağınız
kalabalığın içinde kendinizi bulacağınız
bir ye. Dünyanın başka hiçbir noktası bu
kadar güvenli, bu kadar huzurlu ve bu kadar
davetkâr değil; buna emin olabilirsiniz.
Tabii hazır bu kadar uzaklara kadar gel-
mişken sadece 1 saat uzaklardaki adalarını
ve Phuket’ı ziyaret etmeniz şart. Cennetten
kopmuşçasına muhteşem deniz, kum ve
servisi bir arada sunan Phuket’te her köşeyi
beyninize kazımak isteyeceksiniz.




