haber
256
Öte yandan gördüğümüz kadarıyla mobilyacıları-
mız krizi fırsata çevirmenin olası olduğunu görerek
yeni coğrafyalara yelken açarken kısa vadede
temerküz edebilecekleri ülke ve ürün çeşitliliğini
vakit kaybetmeden sağlamaya çalışıyorlar. Görül-
düğü kadarıyla yüklü siparişler ile çok karlı ihracat
yapmanın zorlaşmasına karşın halen ülkemiz
nüfusundan çok daha fazla zengin birey barın-
dıran ABD, Çin ve Hindistan gibi bizim için bakir
pazarlarda yer kapmak için hala fırsatımız var.
Bu durumda bizi orta vadede ürün inovasyonuna
götürecektir. Çünkü bahse konu ülkelerde kabul
gören ergonomik standartlar bile birbirlerinden
önemli ölçüde farklılık göstermektedir. Mobilya-
cımız her ülke için o ülkenin kalite ve kültür stan-
dartlarına uygun üretme ihtiyacını fark ederken
tasarımcılar ile Ar-Ge ekiplerini oldukça yoracak-
lardır. Bu sayede reverse engineering ile beslenen
sektör gerçek anlamda kendi tasarım ve Ar-Ge
süreçlerine odaklanmak zorunda kalacaklardır.
Kuşkusuz sancılı geçecek bu süreç esasında sek-
törümüzün uzun vadede önünü açacak en önemli
adım olacaktır.
Fakat şunu unutmayalım ki krizler olmasa bile hep
zorlu rakiplerimiz olacak. Biz de her zaman deyim
yerindeyse her yeni güne boğayı boynuzlarından
yere yıkarak başlamak zorunda kalacağız. Ertesi
gün ve her gün yeniden aynı mücadeleye bıkma-
dan yorulmadan gireceğiz. On yıldan uzun süredir
sürekli büyüyen bir sektör olarak asla duramayız.
Durursak düşeriz…
Krizler olmasa bile hep zorlu rakiple-
rimiz olacak. Biz de her zaman deyim
yerindeyse her yeni güne boğayı boy-
nuzlarından yere yıkarak başlamak
zorunda kalacağız.
ABD, Çin ve Hindistan gibi
bizim için bakir pazarlarda yer
kapmak için hala fırsatımız var.




