Derya Kayserili Halil Paşa, Tersane Bahçesi’nde,
padişahlara layık bir saray yapılmasını emretmiş
ve 1613 yılında sarayın ilk binaları tamamlanmıştır.
Bunlara ek olarak, Osmanlı Padişahı I. Ahmet’in
1614 yılında yaptırdığı ilk Kasır’da Sultan İbrahim
doğmuştur.
İbrahim büyüdükçe yeni binalar yapılmış ve Osmanlı
İmparatorluğu’nun Topkapı, Üsküdar Saraylarından
sonra üçüncü büyük sarayı haline gelmiştir. Ancak,
IV. Mehmet zamanında çıkan bir yangından sonra
sarayın büyük bir bölümü yanmıştır.
Günümüze kadar ulaşabilen yapı, Tersane Kasrı’dır.
18. yüzyılın başlarında, Saray bütünü içinde yer alan
ve Sultan III. Ahmet döneminde yaptırıldığı sanılan
Aynalıkavak Kasrı, yüzyılın sonlarında Sultan III. Se-
lim döneminde büyük bir onarım görerek yeniden
düzenlenmiş ve bugünkü görünümünü kazanmıştır.
Ağırlıklı olarak 19. yüzyıl saray, köşk ve kasırlarından
oluşan Milli Sarayların yapıları arasında, daha erken
dönemlerden günümüze gelmiş tek yapıdır. Ayna-
lıkavak Kasrı geleneksel mimarîsi ve dekorasyon
özellikleriyle son derece ayrıcalıklıdır.
Osmanlı Devleti açısından önemli bir yere sahip olan
Lale Devri boyunca padişahlık yapan Sultan Üçüncü
Ahmet, hattat ve şairdi. “Necib” mahlasıyla şiirler
yazdı. Ayrıca Musiki ile de yakından ilgileniyordu.
Bestelerini ve şiirlerini Tersane Kasrı’ndaki ‘Beste
Odası’nda bestelemiş ve yazmıştır. Şehzadelerinin
sünnet düğünlerini de burada yaptırmıştır. Söylen-
ceye göre; Sultan III. Ahmet’in şehzadelerinin sün-
net düğünü 10 Ekim 1720’de başlamış ve 23 gün
süren muhteşem bir şenlik halinde devam etmiştir.
Sünnet düğününden sonra da haremiyle buraya yer-
leşmiştir.
“KAVAK BOYU AYNALARA
UYGUN BİR KASIR YAPILSIN!”
Bu günkü görünümünü kazanan Tersane Kasrı’nın
ilginç bir hikâyesi vardır. 1718 yılında yapılan Pa-
sarofça Antlaşmasıyla Mora Yarımadasını Türklere
bırakan Venedikliler, antlaşma sonrası Osmanlı Pa-
dişahı III. Ahmet’e çok değerli ve çok büyük Venedik
aynaları hediye ederler. O dönemde, imparatorlukta
düz cam üretilemediği için, kristal Venedik aynala-
rı çok beğenilmiş ve makbule geçmiş. Söylenceye
göre, III. Ahmet, kavak boylarına ulaştığı söylenen
bu aynalara yakışacak bir ‘Kasır’ yapılmasını emret-
miş. Böylelikle, Tersane Kasrı’nın adı Aynalıkavak
Kasrı olarak anılmaya başlamış. Müzik ve edebi-
yatla yakından ilgili olan Sultan III. Selim de Tersa-
ne Kasrı’nı sevmiş ve 1791’de, Balyan ailesinden
Kirkor Balyan’a Tersane Kasrı’nı tamir ettirmiştir.
230
kültür&sanat
aynalı kavak kasrı




