kitap
183
“Atatürk döneminde saygın ve örnek bir kadı-
nın yaşamöyküsü... Gerçekleri öğrenmek için
bu kitabı okuyun!”
Ankara’daki öğretmenlik yıllarında bir erkek
öğrencisinin, “Kadınların seçme ve seçilme
hakkı yoktur!” sözü üzerine kadın hakları
için kamçılanıp bu işe sarılan ve sonunda da
bu mücadelenin zorlu ilk etabını kazanan;
Türkiye’de arkeoloji çalışmalarının başlamasını
öneren ilk kişi…
Bir yandan okurken bir yandan da çeşitli araş-
tırmalarının sonuçları doğrultusunda ülkesini
yurtdışındaki bilim çevrelerinde tanıtmaya
çabalayan ve asla geri adım atmayan, ülkesine
layık uygar bir kadın, bir yurtsever…
Herkesin okuması gereken bu kitap, aynı za-
manda genç araştırmacılara kaynaklık edecek
kapsamlı bir çalışma.
“Paulo Coelho’nun ustalığı, herkese seslenebil-
mesinden kaynaklanıyor. Sevecen, ama etkili bir
öğretmen. Kitapları tüm dünyada 100 milyon
satmış olan Coelho’nun şaşırtıcı çekiciliğinin
nedeni de bu olsa gerek.”
Veronika, her istediğine sahip görünen, renkli
bir yaşam süren, yakışıklı erkeklerle gezip tozan
genç bir kadın olmasına karşın, mutlu değildir.
Yaşamında bir şeylerin eksikliğini hissetmek-
tedir. Başarısız bir intihar girişiminin ardından,
kendine geldiği zaman bir akıl hastanesinde-
dir. Üstelik çok kısa bir ömrü kaldığını öğrenir.
Zaten ölmek isteyen Veronika bu süreçte, başka
dünyaların insanlarını tanırken kendisini de
keşfetmeye başlar…
Paulo Coelho’nun ülkemize yakın bir coğrafyada,
Bosna ve Slovenya’da geçen Veronika Ölmek
İstiyor adlı romanı, var oluşumuzun her dakika-
sına yaşam ile ölüm arasında bir seçim olarak
yaklaşıyor. Toplumun alışılmış kalıplarının dışına
çıkan, farklı düşünceleri yüzünden önyargıları
göğüslemek zorunda kalan insanları anlatıyor.
Prof. Dr. Afet İnan
Arı İnan
Paulo Coelho
Veronika Ölmek İstiyor
Bir çoban söyler âşıkların yerini, “Göl kıyısına
bakın” der. Giderler Konarı Gölü’ne. Kızın
yazmasını bulurlar kıyıda. İki taraf da ağlamaya
başlar. İşte tam o an bir çift ördek havalanır
gölden. Biri yeşil, biri beyaz…
1924 yılında Safranbolu’dan Skydra’ya (Yuna-
nistan) gönderilen 485 hanedeki 3.212 Kıran-
köylü ile Balkanlardan Anadolu’ya gönderilen
yüzbinlerin dramı. Yanlarında bir avuç toprak,
bir tutam safran götüren bu insanların izini ya-
şatan Safranbolu… Ve geçmişin yükünü omuz-
larında taşıyan çocukların, torunların hikâyesi…
Aç Kapıyı Ben Geldim, yurdunu kaybedenlere,
toprağından edilenlere, mübadillere, yarım
kalan sevdalara adanmıştır.
Metin Köse
Aç Kapıyı Ben Geldim




