mobilya ikonları
201
Teknik ve tarihi detaya girmeden özellikle not edilmesi gereken husus şudur ki
ister geniş anlamda Mezopotamya, ister dar anlamda Anadolu Medeniyeti diyelim
bugün yaşadığımız coğrafyada bir mobilya kültürünü binlerce yıl geriye götürüp
kendi anakronik akışı içerisinde bazen farklı coğrafi medeniyetlerin birkaç yüzyıl
önünde ya da gerisinde bir akışta görebilmekteyiz. Bu gerçek ister istemez “Ne
oldu da biz mobilya ile sanki 20. yüzyılın başında Dolmabahçe Sarayı’na hediye
edilenler olmasa hiç tanışmayacakmışız” hissine neden kapıldığımız sorusunu
çağrıştırıyor. Burada bir tek cevap olmasa da birkaç akla yatkın cevabın tek bir ge-
nel çerçevesi var o da “kültür”. Tüm yaşam pratikleri ile bir toplumun kültüründen
bahsedince göçebe köken, İslam’ın resim ve heykele negatif bakışı, mimari-donatı
ilişkisindeki farklılıklar vb. nedenlerini sayıp bir Türk mobilya ekol ya da geleneğin-
den bahsedilemeyeceğini söyleyebiliriz.
Fakat tüm bunlar bugün önümüzdeki on yıldan kısa sürede ihracatını beş misline
çıkarıp Dünya’nın ilk beş ülkesinden biri olmayı hedefleyen Türkiye’nin bir taraftan
ultra modern tasarımları takip ederken bir taraftan Louis(ler) devri mobilyalarında-
ki üretim maharetini açıklamıyor. Hatta şaş zamanlık gerçeğini somutlaştırıyor.
MOBİLYA İLE 20. YÜZYILIN BAŞINDA
TANIŞMIŞIZ HİSSİNE NASIL KAPILDIK?
Finn Juhl
Joe Colombo
Marco Zanuso
Mario Bellini




