Table of Contents Table of Contents
Previous Page  154 / 260 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 154 / 260 Next Page
Page Background

röportaj

A.Y. :

Hayır, çünkü bizim işimiz ağaca estetik ba-

kış açısıyla şekil vererek birbirinden güzel mobilya-

lar üretmek. Mağazacılık ise bu işin ticari boyutunu

oluşturuyor. İşimizi seviyoruz ve mağaza açmak ye-

rine sadece üretim bazlı çalışmalar yapmayı tercih

ediyoruz.

Arif Yüksel Mobilya, klasik ve avangart tarzda

ürettiği birbirinden gösterişli ürünlerinin yanı sıra

proje bazlı çalışmalara da imza atıyor. Bu çalışma-

larınızın detaylarını bizimle paylaşır mısınız?

S.Y. :

Genellikle otel, villa ve konferans merkezi gibi

projeler yapıyoruz. O kadar geniş bir yelpazede hiz-

met veriyoruz ki düğün salonu projesine dahi imza

attık. Klasik ve avangart tarzda üretim yaptığımız

için ele aldığımız projeler de bu yönde şekilleniyor.

Arif Yüksel Mobilya yurt içinin yanı sıra yurt dışın-

da da önemli projeler gerçekleştiren bir firma. Bi-

raz da yurt dışı bazlı çalışmalarınızdan bahseder

misiniz? Hangi ülkelerle çalışıyorsunuz?

A.Y. :

Dubai, Katar, Kuveyt, Lübnan, Bahreyn başta

olmak üzere Arap ülkelerine; aralarında Özbekistan

ve Türkmenistan’ın da olduğu Türkî Cumhuriyetle-

rine ürünlerimizin satışını gerçekleştiriyoruz. Son

dönemde dünya çapındaki siyasi karışıklıklara ve

ekonomik daralmaya paralel olarak yurt içi bazlı ça-

lışmalarımıza ağırlık verdik.

“GENÇ NESİL BİR AN ÖNCE

SEKTÖRE KAZANDIRILMALI”

Arif Yüksel Mobilya olarak müşterilerinize el

işçiliğinin en güzel örneklerini barından mobil-

yalar sunuyorsunuz. Ancak gelişen teknolojiyle

birlikte mobilya sektöründe usta sayısı azalma-

ya ve el işçiliği yerini makine üretimine bırak-

maya başladı. Bu konu hakkında neler düşünü-

yorsunuz?

A.Y. :

Günümüzde mobilya atölyelerinde ne

yazık ki çırak yok. Dolayısıyla zamanı geldiğinde

sektörü bırakan ustanın yerine yenisini yetiştire-

bileceğimiz kimse bulunmuyor. El işçiliğinin ha-

kim olduğu bir üretimde ustanın maharetli elleriy-

le makine kesinlikle bir değildir. Örneğin; iki ağacı

birleştirdiğimizde veya bombeli bir kapağın üzeri-

ne oyma yapılırken devreye el işçiliği giriyor. Var

olan ustalarla üretime devam edildiği takdirde en

az 20 yıl makineye gerek duyulmayabilir. Ancak

bu süreçte genç neslin bir an önce sektöre kazan-

dırılarak yetiştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

152