tasarım
248
Dünyaca ünlü mobilya ve endüstriyel ürünler ta-
sarımcımız Adnan Serbest’in yıllar önce ağzından
çıkan bu sözler bugün de geçerliliğini koruyor.
“Ülkemizde müthiş bir zanaatkâr birikimi olması-
na rağmen neden tasarım konusunda kültürel bir
duyarlılığımız yok?” sorusunu sık sık duyarız. Bu
açıdan bakınca aslında usta bir zanaatkârdan ko-
layca iyi bir tasarımcı olacağı ön kabulünü içeren
iğreti yaklaşımla karşılaşırız. Oysa olanca avanta-
jına rağmen bir ustadan bir dizayn üstadı çıkması
ihtimali pek azdır. Bunun önemli bir sebebi beynin
farklı loblarından beslenen teknisyen kişilik ile
sanatçı kişilik arasındaki olağanüstü farktır.
İyi bir zanaatkârın bir tasarımcı olarak temayüz et-
mesi sıfır hata ile bir ürünü yapabilmesinde değil,
ürüne yüklediği anlamlar ile hayatımızın bir bo-
yutuna (tarz, estetik, ergonomi, kültür, zevk, v.b.)
daha önce yaşamadığımız bir tadı katabilmesinde
yatar belki de. Sanatçı ve yaratıcı kişilik özellikleri
ön şart olsa da elbette bir tasarımcının ortaya
çıkmasında içinde yaşadığı dünyayı anlayıp farklı
anlamlar katabilmesi daha önemli bir yer tutar.
Michael Thonet 1850’lerde sandalyeyi endüstriyel bir ürün
olarak adeta “icat” ederken kendisinin beklentileri de topluma
sunduğu katma değer de örneğin 2010’larda Harry Thaler’in-
kilerden muhakkak ki çok farklıydı. Her ikisine de tasarımcı
dememizi sağlayan ise ürünleri ile bizleri hayata ilişkin farklı
pencerelerin önüne taşıyabilme gücü olsa gerektir. Öte yandan
21.yüzyılda postmodernizmin temellerine saldıran Konstantin
Grcic ile neoklasik ekolün ilk temsilcilerinden George Jakob’un
18. Yüzyılın ortalarında ortaya koyduğu oturma birimlerinde
bir yakınlık bulmak aslında sanılandan daha kolaydır.
“ATALARININ MEZARINI
KAZARAK TASARIMCI
OLUNMAZ!..”
1900-2000
Michael Thonet & Harry Thaler
Konstantin Grcic & George Jakob
Hazırlayan: Barış Görgüç
Bentwood Chair
.jpg
Michael Thonet
.jpg
Konstantin Grcic
.jpg
Konstantin Grcic-Traffic Sofa
.jpg
Harry Thaler-Chair
.jpg
Harry Thaler




