Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  111 / 268 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 111 / 268 Next Page
Page Background

röportaj

montel

109

Geçtiğimiz sene mobilya sektöründe ihracat yedincisi

olduk. Türkiye’nin 2023 ihracat hedefi var biliyorsu-

nuz. Bizimde aynı şekilde Montel olarak 2023’te, ilk

beş mobilya firması arasında olmak gibi bir hede-

fimiz var. Marka, ihracat, yurtiçi her anlamda böyle

bir hedefimiz var. Şu anda da adım adım

o hedefe ilerliyoruz. Sindire sindire emin

adımlarla ilerliyoruz. İnşallah Cumhuriye-

timizin 100’üncü yılında bu hedefimize

ulaşmış olacağız.

Birazda markalaşmak adına

yaptığınız çalışmalardan

söz edebilir miyiz?

Markalaşma adına ilk ola-

rak yaptığımız çalışma, şube

sayımızı artırmak diyebiliriz. İSMOB Fuarı

için hazırladığımız konsept de zaten bunun bir alt

yapısıydı. Çünkü önce insanlara bir konsept sunmak

gerekiyordu. Müşteri ürünleri görecek, algılayacak,

sindirecek ki bizden talep etsinler. Farklı, kendimize

özgü bir konsept oluşturduk. Ve bu konsept hakkında

şu anda talepler var. Şu an için değerlendirme aşama-

sındayız. Şu anda Montel olarak perakende sektörüne

yatırım yapıyoruz. İşletmesinin bize ait olduğu iki tane

şubemiz var. Bu şube sayısını artırmayı hedefliyoruz.

Aynı zamanda franchise olarak bayiliklere ürün ver-

meyi hedefliyoruz. Zaten şu anda bayilik anlamında

gerek yurtiçinden gerekse yurtdışından gelen talepler

var. Bunlar dışında belirtmek istediğim bir husus var.

Türkiye’de hakiki deri koltuk ile ilgili ön yargılar var. Sa-

nırım bu hakiki deri koltuğu gerektiği gibi tanıtamadığı-

mızdan kaynaklanıyor. Bunda bizim büyük hatamız var.

Çünkü Türkiye’de deri dediğiniz zaman genel anlamda

suni deri akla geliyor. Bu nedenle suni deri tüketiliyor.

Tabii bunu herkes suni deri olarak adlandırmıyor. Deri

dediğiniz zaman, suni deri üretim olan ürünler göste-

riliyor. Bu kesinlikle yanlış bir algı yaratıyor. Biz ilk iş

olarak hakiki deriyi Türkiye’ye tanıtmayı hedefliyoruz.

Bunu da açtığımız şubeler ile pazarlama alanlarımızı

artırarak ve dergiler vasıtasıyla deriyi insanlara anlata-

rak başaracağız. Deri konusunda mevcut ön yargı ile

ilgili bir örnek vermek isterim. İnsanlar deri dendiğinde,

pahalı ve maliyetli olur, kışın soğuk yazın terletir diye

bir düşünceye kapılıyor. Bunlar tamamen yanlış algı-

lardır. Evet, bugüne kadar İtalya’dan gelen deri ürün-

ler pahalıydı. Ama artık biz üretebildiğimiz için uygun

fiyata satabiliyoruz. Sıcaklık ve soğukluk konusuna

da gelince şunu belirtmek isterim. Hakiki deri, insan

vücudu gibi nefes alıp verebilen bir malzemedir. Oda

sıcaklığını tamamen alır. Bu nedenle terleme yapmaz.

Aksi bilgiler yanlış bilgilerdir. Geçenlerde pazarlama

sorumlumuz Van’da bir müşterisine gidiyor. Kataloğu

açıp deri modellerini gösteriyor. “Hakiki deri yapıyoruz,

modellerimiz bunlardır” diye Montel’i tanıtıyor. Mağaza

sorumlusunun ilk tepkisi, “Deri koltuk burada satmaz”

oluyor. Bunun üzerine pazarlama sorumlumuz “Daha

önceden deri koltuk aldınız mı?” diye bir soru yönelti-

yor. Çok ilginçtir ki daha önceden almamış, satmamış

ve kullanmamışlar. Bu nedenle bizim ilk olarak bu deri

koltukları pazara tanıtmamız ve dağıtmamız gerekiyor.

Pazara dağıttıkça da bu ön yargıların kırılacağını düşü-

nüyorum.

“AVRUPA YÜZ YILDIR

AĞIRLIKLI OLARAK DERİ

KOLTUK KULLANIYOR”

Sizce niçin deri koltuk tercih edilmeli?

Biz yaklaşık 35 yıldır Avrupa pazarında ticaret yapıyo-

ruz. Avrupa yüz yıldır ağırlıklı olarak deri koltuk kullanı-

yor. İyi olmasa onlar bu kadar uzun zamandır kullan-

mazlardı. Aynı zamanda deri, kumaşa nazaran daha

dayanıklı ve daha uzun ömürlü oluyor. Kesinlikle daha

sağlıklı, daha hijyenik ve temizlemesi daha kolaydır.

Diğer tüm döşemelik kumaşlara göre her anlamda

daha faydalı bir malzemedir.

Birazda sizden bahsedersek genç yaşınıza rağmen

işinizle ilgili büyük sorumluluklar almışsınız. İşinizi

yaparken nelere dikkat ediyorsunuz? İş hayatınız-

daki kurallarınız nelerdir?

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki ticaret tek başı-

nıza yapabileceğiniz bir iş değildir. Tamamen bir ekip

işidir. Ben aktif olarak mobilya sektörüne başladı-

ğımdan beri bu işi bilen azimli, hırslı insanlara şans

verdim. Onlarla iş yapmayı hedefledim. Ekibimi de bu

doğrultuda oluşturdum. Şu an bile mümkün olduğun-

ca en iyileri seçip, ara-

mıza katmaya çalışıyo-

rum. Çünkü o olmadan

bu işler yürümez. Daha

sonraki süreçlerde or-

ganizasyon, üretim gibi

birimlerdeki ekipleri de

toparlamak gerekiyor.

Biz burada 135 kişilik

bir ekiple çalışıyoruz. Bu

personelin sevk ve ida-

resini yapabilmek olduk-

ça zor oluyor. Bunun için

personelin kafa yapıla-

rının uyumlu olması ge-

rekiyor. Ben işin başına

aktif olarak 2011 yılında

geçtim. Yaptığım ilk iş

kadroyu gençleştirmeye

“Avrupa yüz yıldır ağırlıklı olarak deri koltuk kullanıyor. Deri, kumaşa nazaran daha

dayanıklı ve daha uzun ömürlü oluyor. Kesinlikle daha sağlıklı, daha hijyenik ve

temizlemesi daha kolaydır, her anlamda daha faydalı bir malzemedir.”

gitmekti. Hem idari anlamda hem üretim anlamında

kadromuzu gençleştirdim. Çünkü on, on beş yıldır ça-

lışan personelimiz vardı. Bunları yenilemek gerektiği-

ne inanıyordum. Taze zihinlerin daha verimli olacağını

düşünüyordum. Nitekim öyle de oldu. Şu anda da

hedefe doğru güzel bir şekilde ilerliyoruz.

Son olarak koleksiyonlarınızdan bahsedersek,

moda anlamında ne gibi ipuçları alabiliriz?

Alacağınız en önemli ipucu kesinlikle hakiki deri di-

yebilirim. Bu sene moda olacak ve hatta olmaya da

başladı. Renkler olarak taba, mavi ve grinin tonları ve

kahverengi şu anda en çok satış yaptığımız renkler

arasında. Ahşapta ise, doğal ağaç grupları satın alma

gücünün artmasıyla birlikte çoksatılmaya başladı.

Son olarak bütün üretimi A’dan Z’ye gerçekleştirdi-

ğiniz fabrikanızdan bahsedebilir misiniz?

Fabrikamız 32 bin metrekarelik bir alanı kapsıyor. Bu-

nun 21 bin metrekarelik bölümü kapalı alandır. Şuan

için Türkiye’nin en büyük koltuk üretim tesisine sahi-

biz. Tüm üretimlerimizi burada yapıyoruz. 135 kişilik

bir ekibe sahibiz.